Liglerin başlamasına kısa bir süre kala TFF ilginç bir karar alarak Türkiye liginin 2011-2012 sezonunda Play-off sistemi ile oynanacağını açıkladı. Peki, herkes tarafından tartışılan ve konuşulan bu sistem nedir, neler getirir; uygulanması doğru mudur, değil midir, hep beraber bakalım.
Aslında hangi açıdan bakarsak bakalım çok tartışılan bir karara imza atıldı. Herkesin kafasında düşünceler ve sorular mevcut. Kimi dinlerseniz dinleyin herkesin kendisine göre doğrusu var. Hemen akıllara gelen ilk soru şu oluyor: Ben 34 hafta ligi lider götüreyim, ama sonunda, mesela play-offlarda sakat ya da cezalı oyuncularımın oynamamasından dolayı bir anda ligi kaybedeyim. Aslında öyle değil.
Play-off sistemi ilk önce Avusturalya Ragbi liginde uygulanmaya başlandı. Daha sonra Futbolda da Andora, San Marino, Güney Kıbrıs, İsrail, Belçika, Yunanistan ve en son olarak da bizim ülkemizde Futbolda uygulanıyor. Dünyanın en profesyonel Baskebol ligi olan NBA’de de bu sistem uygulanıyor. Play-off sistemindeki amaç takımların sürekli kazanmaya odaklı futbol oynamasıdır. Normal bir ligin olduğu bir sistemde ligin sonlarına doğru liderlik koltuğunda oturan bir takım rakibi ile arasında 4-5 puanlık bir fark oluşturduysa doğal olarak futbolunu rölantiye almayı tercih ediyor, ama hâlbuki play-off sisteminde ne kadar puan farkı ile lider olursanız olun, daha fazla fark yakalamak için mücadele vermek zorundasınız. Ayrıca lig sonlarında hedeflerinden uzaklaşan takımların maçlarda ortaya performans koymaması play-off sisteminde görülmeyecek durumlardan birisi oluyor. Çünkü bir takım orta sıralarda da olsa en azından play-offlara kalabilmek adına son maça kadar, sonuna kadar mücadele edecektir. İşin en ilginç taraflarından birisi de, aslında UEFA ve FİFA ülkelere şunu söylüyor; Eğer liginizde şike ve teşvik iddiaları varsa play-off sistemine geçin. Ne garip ki bizim de ülkemizde bu tarz iddiaların ortaya çıkmasının hemen arkasından play-off sistemine geçiş yapıldı. Play-off sisteminin tarzından dolayı takımların şike ve teşvik primlerine sıcak bakmayacağı ve sezonun son maçına kadar iddiasını sürdürmek adına mücadele vereceğini düşündüğü için FİFA ve UEFA bu sistemi ülkelere öneriyor. Aslında bu yazılanlara bakıldığında ve ülkemizin durumu göz önüne alındığında çok da mantıklı gibi gelebiliyor. Ama madalyonun birde diğer yüzü var tabi. Sürekli maç oynamak, takımların performanslarına etki ediyor.
Ayrıca Avrupa kupalarında mücadele veren takımları da bu işin içine kattığınız zaman bu sistem haftada sürekli 3 maç anlamına geliyor ki bunu da Avrupa ve ligde bir takımın kaldırması zor görünüyor. Yani zaten bu sistemi uygulayan ülkelere baktığımızda takımlarının uluslararası arenada esamisi olmayan takımlar haline geldiğini görüyoruz. Bir bakıma bu sistem bizim için Avrupa’da başarıyı da imkânsıza sürüklüyor. Ancak çok ciddi kadro oluşumları ve ciddi yatırımlar ile bu başarılar gelebilecek gibi gözüküyor. Bunu da ülkemizdeki bir takımın sağlaması da mantıklı baktığımızda zor gibi görünüyor. Bu karar, bir yandan ülkenizde temiz futbol, son ana kadar ciddi mücadelenin sürdüğü bir futbol olsun diye uğraşırken aslında daha büyük başarıların da elimizden kaçmasına sebep olacak bir karar olarak düşünülebilir. Yani bu sistemin her yönü ile artıları olduğu gibi ciddi anlamda götürdükleri de mevcut. Daha ligimizde 4.hafta maçları tamamlanmasına rağmen takımlarımızın yarısından çoğunun sahada ayakta duracak hali kalmadı. Lig ortasına doğru takımların düşeceği durumu kestirmek çok da zor olmasa gerek. Ama bir yandan da puan durumuna baktığımızdan her gün yeni bir liderin olabileceği, sıralamanın her maç sonrasında ciddi anlamda da değişti bir lig görüyoruz. Bu da bu sistemin getirdiklerinden biri. Yani bir takımın sezon sonuna kadar liderliği alıp götürdüğünü göremeyeceğiz sanırım. Sıralamaların sürekli değişti bir sezon bizi bekliyor gibi görünüyor.
Bir İspanyol gazetesinde bu yazıyı hazırlamak için araştırma yaparken okudum: Çok eski dönemlerde UEFA İspanya ve İngiltere’ye de bu sisteme geçmesi için baskı yapmış ama İspanyol ve İngilizler liglerinde ki takım sayılarını 20’ye çıkararak bu sistemin oluşmasını engellemişler. Şimdi de İspanya’da Real Madrid ve Barcelona, İngiltere’deki Manchester United, Chelsea ve olası Manchester City hegemonyasından sonra bu liglerdeki diğer takımlar da UEFA’ya liglerinde bu sisteme geçilmesi için baskı yapmaya başlamışlar. İspanya ve İngiltere’de zaten bu takımların dışında bir Şampiyon görme şansımız sanırım önümüzdeki bir 10 yıl yok. Ama play-off sisteminde belki de sürpriz bir Şampiyonun çıkabilme şansı takımların son ümitleri.
İlerleyen yıllarda bu sistemi Avrupa’nın başka ülkelerinde de görme durumumuz olabilir. Ama bizim ligimiz bu sisteme hazır mı veya bizim ligimizde bu sistem uygulanmalı mı diye soracak olunursa, benim görüşüm, bence doğruları, yanlışları ve artıları, eksileri bir teraziye koyduğumuzda bize uymayacak bir sistemmiş gibi duruyor. Bakalım, neler olacağını hep beraber seyredelim ve görelim.
kaynak:turksportal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder